Benim için bugün Cov19’un bitiş günü. İddialı ve sanki dünyadaki resmi görmezden geliyor cümlesi gibi değil mi? Evet, algı yönetiminden bakarsak öyle duruyor. Şimdi size kısaca son 8 haftada okuduklarım, araştırdıklarım, doktorlarla yaptığım fikir alışverişleri, dünyadaki distopya ideolojisine uygun olarak yürütüldüğü iddia edilen komplo teorileri ve videoların toplamının, “kendi farkındalık, zekâ, bilinç ve vizyon” potansiyelimden filtre edilmiş halini anlatacağım. Bu çıktıyı da son 6 senede birebir çalıştığım 3 bin küsür kişinin değişim datasıyla yan yana koydum, eğitimlerdeki tespit verilerimle karşılaştırdım ve işte ortaya çıkan bakış açım…

Genelde 5 duyumuzun yanılsamasından ibaret olduğumuz bilgisiyle doğuyoruz ve büyütülüyoruz. Daha fazla olmadığımız, kendimiz için daha iyisine karar veremeyeceğimiz bir sistem, yüzyıllardır süregelmiş. Ben de bunun uzun süre bir parçasıydım. Şu sekiz haftada okuduğum her bilgi sadece “bakış açısını” destekliyordu. Yani ne Cov19’un %100 var olduğunu kanıtlayan bir bilgi var, ne ölümlerin % 100 bu sebepten olduğunu kanıtlayan bir bilgi var, ne de var olduğu söylenen bu hastalığın tanımlanması ile ilgili bir bilgi var. Tabi ki bir hastalık olduğu ortada. O zaman sorum şu: bunun beni yüksek % ile öldüreceğini nereden biliyoruz? Veriler bunu gösteriyor. Veriler kanıtlanmış veriler değil. Tespit edilen bilgiler kanıtlanmış değil. İki farklı bakış açısını destekleyen veriler var. Bir tarafta, belli bir yaş sınırı üstünde olan ve bağışıklık sistemi kaliteli ve iyi inşa edilmemiş insanların öldüğü bilgiler. Diğer tarafta ise bunun karşısında olan bilgiler, virüs bulaşan herkes ciddi bir sürece girebilir. Bu bilgilerin de altında onlarca dinamik var. Ayrıca bu kaynakları yayınlayan örgüt ve kuruluşlarla ilgili de güvenimi sorgulatacak yüzlerce bilgi ve algı. Ortada bir hastalık olduğu kesin bilgisinden başka bir veri olduğuna dair kendimi ikna edecek bir bilgi kaynağı bulamadım. Evet bu yeni bir şey anlaşılması için zamana ihtiyaç var, o zaman neden korku ve kontrol yayma politikası hakim her kaynakta. Kafamda bir sürü ikna olmayan sorular… ama 7.44 milyar kişinin yaşadığı bir dünyada neyin hâkim olduğuna bu sürede karar verdim.

Korku ile kontrol edilip yönetiliyoruz. Bu yeni bilgi mi? Hayır. Ancak global bir resim içinde gözlemleyebilmek ve farkındalık noktaları pin’lemek hem can sıkıcı hem de bir uyanış fırsatı. Yaklaşık iki hafta önce Access Consciousness kurucusu Gary Douglas’ın sosyal medyadan paylaştığı iki doktorun (Dr. Dan Erickson ve Dr. Artin Massihi) basın toplantısı YouTube kanalından (benim tespit ettiğim) 14 defa kaldırıldı. Bunu komplo teorileri başlığı altında distopya ideolojisi adına hizmet eden kaynaklar olduğu gerekçesiyle yaptı. Diyelim ki; kanıtlanmamış bilgiler olduğu için yanlış algı oluşmaması adına yapılıyor; o zaman düşünce özgürlüğü bunun neresinde? Ya da başka bir yaklaşım: bu bilgileri değerlendirecek kapasitede zekâ ve eğitim seviyesine sahip olmayan insanlarda yanlış sonuçlara yol açabilir. Yüzyıllardır “siz bunları değerlendirecek kapasiteye sahip değilsiniz o yüzden kontrol amaçlı sistemler kuruyoruz, amacımız sizi sadece korumak. Öyle mi? Oysa benim algıladığım bilinç seviyemi yükseltmeme izin vermiyorsun. Kontrol ederek, korku, kaygı yayarak “sen zaten ancak bu kadarını hak edebilirsin” diyorsun. Ben de bu bilgileri takip ediyorum.

Haklı olunan senaryolar olabilir mi? Tabii ki. Genel muhakeme ve değerlendirme yeteneğinde yeterli gelişimi sağlayamamış sadece duygu ile reaksiyon gösteren insanlar var mı? Tabi ki var ve gelecekte de olacak. 2021 ile başlayacak olan yeniçağ dediğimiz elektromanyetik frekans değişimi ve dünya sistemlerinin yavaş yavaş değişmeye başlayacağı (ki şimdiden başladı) süreç var olan değişim, bilinç ve uyanış.

Korku ile yönetilmemek, başkalarının söylediğine değil kendi süzgecinden geçen bilgileri takip etmek, toplum dışına itilirim, kabul görmem ya da bu hayatın bana dayattığı kurumlardaki görevimi yerine getirmenin (aile kurmak, kariyer sahibi olmak, gelecek endişesiyle finansal realite yaratmak, paylaşımsız ve matematiksel ilişkiler ağırlıklı toplumlar, örgüt sosyolojisi bakış açısıyla yapılması gereken işleri yerine getirecek ve patronuna itaat edecek insanların oluşturduğu toplum yapısı) hayat amacım olmadığını anlamak ve bunu yaşamak artık yeniçağ bilgisi.

Dediğim gibi 6 senedir insanlarla çalışıyorum ve baktığımız noktaların altındaki sebepler bu cümle öncesindeki parantez içinde yazan UZUN açıklama, yaşam yaratma adımlarının gerçekleşme gerekliliğine inanış. Aile kurmak, kariyer sahibi olmak, ev satın alıp bir gelir yaratmak yanlış mı? Kim yanlış diyebilir ki? Ancak bunları yaptıktan sonra “başkalarının hayatını yaşamışım, ben kimim, bu dünyaya niye geldim? Hayat amacım nedir? Neden psikolojik olarak bakmakta zorlandığım ama dile getiremediğim (inanç sistemimize aykırı) çocuk sahibi olmak konusunda daha bilinçli değilmişim? Sorularının sorulduğu bir süreç başlamışsa demek ki bunu takip eden dönemde “bilinç ve farkındalık alanında evrimleşme” ihtiyacı var demektir.

Hem astrolojik kaynaklar, hem de 30-40 sene önce yazılan kanallıkla iletilen bilgiler, kıymetli filozof ve düşünürlerin bize bıraktıkları kitaplar ve yüzyıllar öncesinde zaten var olan ama bizim “evet şimdi o bilince ilerlemenin zamanı” dediğimiz evrimleşmeyi adresliyor. Bilim de bu sürecin bir parçası. Yine kontrol edilmek ve bazen de içinden çıkılamayan bedensel durumların daha kolay yönetilmesi için fayda sağlayan bir dünya. Her zaman bilim olmalı, sadece evrimleşmeye ihtiyacı var.

Size bu yazının sonunda bir link bırakıyorum. London Real, bir İngiliz kuruluşu olan internet tv platformu. Bundan üç hafta önce David Icke ile yapılan röportaj 7 milyon kişiye ulaşınca ikincisini yapmaya karar veriyorlar ve 2,5 saatlik bir röportaj. Bazen yoruldum, bazen gerildim bazen içim sıkıştı ama seyrettim. David Icke bir komplo teoristi olan bir yazar ve gazeteci, yaklaşık 30 senedir bizim zaman zaman basından okuduğumuz “illüminati” adıyla var olduğu iddia edilen örgütün uzun yıllar öncesinden itibaren bugüne gelinmesinde gerçekleştirilen adımları kendi araştırmaları ve kaynaklarıyla açıklayarak ifade ettiği bir konuşma. İlk röportajı 7 milyon kişi tarafından seyredilmiş o yüzden ikincisi çekilmiş. Konuşmadaki her isim, proje, kuruluş ve gerçekleştiğini iddia ettiği şeyleri internetten bulduğum her kaynaktan araştırdım. Neredeyse dört günümü aldı. Hangi noktaya geldim biliyor musunuz? 🙂

Eğer gerçekten bu teoride anlatıldığı gibi tüm dünyadaki bilgi kaynakları bu insanlar ve bu kuruluşlar tarafından yönetiliyorsa ve neye inanacağımı bu bilgiler belirliyorsa ve bu işin sonu “birilerinin benim tüm bedenimi, aklımı ve hayatımı kontrol edeceği noktaya çıkıyorsa bunun aksini öğrenmek için o zaman tek yol var BİLİNÇ ve FARKINDALIK. Belli ki ispat ile bunu öğrenme şansım yok bu bakış açısıyla bakarsak. Bu arada bahsedilen kişi, kaynak, kuruluşlarla ilgili geride bıraktığım 20 senelik kurumsal hayatımda deneyimlediğim tecrübe ve bilgilerde var. O zaman bu sürecin çıktısı benim için şu:

Ne düşüneceğime ancak ben karar veririm, nasıl bir dünyada yaşamak istediğime ancak ben karar veririm, geleceğimi nasıl yaratacağıma ancak ben karar veririm, seçimlerime sadece ben karar veririm, bedenimle ilgili bir tanıma ancak ben karar veririm, istersem hastalık yaratırım istersem parlayarak dolaşırım, nasıl bir çevrede yaşamak isteyeceğime ancak ben karar veririm, bana hiçbir şeyin dayatılmasına izin verecek bir yaşam kurgulamam; bu kotama yeteri kadar hizmet ettiğime inanıyorum 🙂 Zekâ ve farkındalık seviyem kendim için neyin yapıcı ve katkı sağlayacağına hizmet edecek seviyede; daha fazlasını istiyorsam buna da ben karar veririm.

Din, dil, ırk, sosyal ve finansal statü kriterleriyle kontrol edilen, kurgulanan yaşamın bizi getirdiği bugüne bakarsak insanlığın ve sevginin gelişimini de gözlemleyebilirsiniz. Seçimim, bu bilinç seviyesine gelecek ya da gelmiş, korkuyla yönetilmeye “evet” demeyecek, içindeki resim ne olursa olsun çözümünü yaratabilecek, yapıcı zihin ve ruhlarla yeniçağa yani 2021’e hazırlanmaya devam. Bunun dışında kalanlara da saygım sonsuz ve kalbim sonuna kadar açık. 7.44 milyar popülasyonda elbet yeniçağı yaratacak ciddi bir kitle olduğuna inanıyorum ve zaten olduğunu da biliyorum. Çünkü UYANIŞ başladı. Uyanışın kendini büyütmesi karşısında sizi aşağı çekecek herhangi bir komplo teorisi ya da ekonomik kriz yok inanın. Çünkü eğer o teoriler gerçekse ve bu ekonomik resimler oluştuysa bu insanlığın korkularının yönetilmesiyle oluştu. Ve tek korkuları bizim UYANIŞIMIZ.

Yeni resimde korku yok bilinç var, tabi ki geçiş sancılı. Sizce yaratmak istediğimiz dünya ve hayatlarımız için buna değmez mi?

Bence bundan daha çok parlayan ve kalbimi genişleten bir resim yok. Çünkü bu karşı konulamaz ilahî bir akış. Hep birlikte göreceğiz…

Ve de öyledir

Kaynaklar:

https://www.bitchute.com/video/2JvIxyxFQRHh/

https://twitter.com/bilmekistiyoru3?s=08