Size; yakın zamanda yaşadığım bir şeye karşı fark ettiğim bakış açımı nasıl seçtiğimi anlatacağım… Olayı bire bir anlatmak dedikodu platformu yaratır ve enerjisi ruhunuzu kirletir, iyi gelmez. Ancak çıkardığım sonucu paylaşmak belki size bir ışık, ilham olur.
Hayatı bazen futbol ligine benzetirim – sahip olduğum bilgi kadarıyla.-
Yetenekli bir çocuk düşünün; küçük yaşlarda başlar serüveni. İlk adım en iyi takımlardan birisinin altyapı kadrosuna girmek olur. Sonra antrenmanlar, şansı varsa keşfedilmeler, ultra yetenekli de olsa hayat ona bu fırsatı sunmayacaksa ya da yeteneğini kabul edemeyecekse kaybolmalar… Para, toplum faktörleri.
Diyelim ki tüm bunlardan yırttın ve kurtlar sofrasındasın, en iyi yerdesin. Aslında kendin olma zamanın işte şimdi orada başlar. SEN olman gereken yer orası! Sadece yetenek, büyük resimde sana hizmet etmez. Karar vermelisin, “en iyisi” diye düşündüğün abileri mi taklit edeceksin? Tekniklerini aynen mi yapacaksın? Yoksa kendin mi olacaksın?
Kaçıncı lig adamısın? Birinci lig mi? İkinci lig mi? Yoksa ömrünün sonuna kadar amatör lig oyuncusu musun?
Nereye mi geldik? Seçimlere 🙂
Başkalarının yaptıklarına bakıp feyz almak güzel. Tüm hayatım boyunca benden daha akıllı ve yetenekli insanları seyrettim. Ne öğrenebilirim diye baktım. Gelişim yolculuğumda inanılmaz katkısı oldu. Ama taklit etmek başka bir dünya, duygusu ne olursa olsun…
Adını “feyz aldım” koy, “ilham aldım” koy, “çok etkilendim” koy, ne istersen koy… Eğer dünyada imza atacağın bir röveşata tekniğin varsa, en iyi sandığın abileri örnek aldığın / taklit ettiğin için – ya da adını her ne koyduysan-, ömrünün sonuna kadar onu bulma şansın olmuyor!
Taklit edersem ne mi oluyor?
KENDİN OLMA yolculuğunu peşin ödeme kontenjanından değil; 3 ay erteleyip 12 takside bölme kontenjanından işletmiş oluyorsun. 🙂
Yani; yine öteliyorsun kendini SEÇMEYİ!
Gary’nin de dediği gibi; aslında her şey sadece bir seçim…