İş dünyasının birçok basın organında yer almış ve sıkça rastladığınız bir konudur liderlik; lider olmak, iyi bir lider nasıl olur? Benim yazımdaysa, bugüne kadar hiç okumadığınız, okuyunca sizi şok edebilecek, ilk defa duyacağınız bilgiler yok. Ancak, yazıyı bitirdiğinizde “ilginç” dedirtebilecek perspektif, öngörü ve bakış açıları var. Bu bilgiler, 7 sene önce hayatıma, türü “Kişisel Gelişim” olan kitaplarla usul usul girmeye başladı, sonra lisans eğitimleri ile devam etti.

Bugün itibariyle, uzun yıllar devam eden kurumsal kariyerini bırakıp, “Başka bir yol olmalı mutlaka” arayışıyla sonlanan bir noktadayım; “Uluslararası Kişisel Gelişim Eğitmeniyim”; sanırım aradığımı bulduğum yerdeyim.

Size bahsetmek istediğim konu; önümüzdeki 30 yıl içinde fark yaratacak ve sıra dışı başarılara imza atacak liderlerin “FARKINDALIK ANAYASASI” diye adlandırdığımız yöntemleri kullanıp, bu stratejilere yatırım yapanlar arasından çıkacağıyla ilgili. Benim bakış açımla bu liderlik modelinin adı; “MAESTRO“. Yazımda da, fark yaratan bir MAESTRO olabilmek için gerekli olan; beyin, zihin, bilinç ve farkındalık yol haritasını bulacaksınız. Harita üzerinde de bu farkı yaratan ve aralarında bazen rekabet, bazen dayanışma bazen de anlaşılmazlık olan, ancak müthiş bir ilişki dünyasını oluşturan istasyonlara bakacağız. Hepsinin kendine has bir içeriği var; karizmatik, şaşırtıcı bazen de bilinmeyen. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı 2015 yılı resmi açıklamasına göre; Amerikan işletmelerinin stres yönetimine ayırdığı maliyet yaklaşık, yılda 300.000.000 USD. Son otuz yıl içinde, şirketlerde tespit edilen bilgiyse; erkek ve kadınların kendilerinde fark ettiği stres, miktar oranında %18 – 23 arasında bir artış kaydedildiği bu bilgi paralelinde önemli ve dikkat çeken başka bir konuysa; öngörü ve vizyon konusunda fark yaratan, Google, General Mills, Blackstone ve Goldman Sachs gibi şirketlerin farkındalık eğitimleriyle stres düzeyini azaltmak konusunda, kurum kültürlerinin içine yerleşecek şekilde bir yapılanmaya gittikleri bilgisi. İş dünyası hakkında, yönetim stratejileri içine yerleştirilecek kadar farkındalık kavramının öneminin fark edilmeye başladığını adresleyen analitik veriler ve genel dünya resminden sonra, neden Farkındalık Anayasası‘ndan işleyen liderlerin fark yaratacağına bakalım.

Neymiş bu FARKINDALIK ANAYASASI ve kimler MAESTRO olabilirmiş?

Farkındalık Anayasası’na detaylı bakmadan önce, bu kavrama gelene kadar; beyin, bilinç, zihin ve farkındalık arasındaki ilginç ilişkiye kısaca bir göz gezdirecek olursak; Beyin; birbirleriyle çatışan parçalardan oluşmuş bir makinedir. Beyin yapısal olarak, temsili demokrasilere benzer; farklı seçenekleri tartıp onlar temelinde birbirleriyle rekabete giren ve bu arada işleri birbirleriyle çakışan, çok sayıda uzmandan meydana gelir. Beyindeki duygusal ve akılcı ağlar arasındaki dengeye hep ihtiyaç duyulur. Bu denge; doğal seçilimin sonucunda beynimizde zaten optimize hale getirilmiş olabilir. Bilinç; beynin her bölgesine yayılmış duyu, bellek, anı veya duygularımızın oluşturduğu her seviyedeki farkındalık birimlerinin toplamından oluşmaktadır. Eckhart Tolle’e göre bilinç; “İfade edilmemiş sonsuz olan”dır. Zamandan bağımsızdır ve bu yüzden de gelişemez. Zekâdır, biçimin ardında yatan düzenleyici prensip. Bilinç noktasının yükselmesi ve buna bağlı olarak farkındalık seviyesinin artışı ise ego yönetimi ile doğru orantılıdır. Analitik psikolojinin kurucusu ve psikiyatr olan Carl Gustav Jung’a göre, içsel gerçekliğimizin güçlü, üretken merkezi; Kişiliktir. Ego, doğrudan bilinçli tarafımız ile bağlantılı olmasından dolayı önemsemenin merkezinde olmaktadır. Kendinizin farkında olun ya da olmayın, hayatınızda güçlü bir etkisi vardır. Varlığınızın gücünü keşfedip geliştirdiğinizde, ego yavaş yavaş üzerinizdeki hâkimiyetini kaybeder. Böylece, ego ve zihinden çok daha büyük bir güç hayatınıza yerleşir. Egodan kurtulmak için gereken tek şey; onun farkında olmaktır. Çünkü; farkındalık ve ego bir arada var olamaz. Geleceğin Maestrolarında fark yaratacak en önemli şey ise; farkındalık seviyesi ve bunu uygulayış yöntemidir. Farkındalık; şimdiki ânın içinde gizli olan güçtür. Bir başka deyişle “yargılayıcı olmayan bilinç ânı” olarak da tanımlayabiliriz.

Kişinin kendini tanıması ve bulunduğu çevrede olan biten her şeyin ayırdında olmasıdır.

Liderlik; bir mevki değil, seçimdir. Bu alandan işleyerek “Lider” yani “Maestro” olunmuş ise, topluluklar kişiyi takip eder, ilham olunur ve fark yaratılır. Büyük sınırlamalara teslim olan bazı insanlar, bu dünyada fark yaratan ve yeni boyutlar tanımlayan kişilerdir, Stephen Hawking gibi. Tıp dünyasının 5 yıllık ömür biçtiği profesör, bugün bir ses cihazı kullanarak konuşabiliyor ve diyor ki “Kim daha fazlasını dileyebilir ki?” İşte bu bakış açısı, egonun neredeyse sıfırlanması ve farkındalık seviyesinin standartların üstüne gelmesiyle oluşuyor. Maestro’da olması muhtemel özelliklere bir göz atarsak;

  • Maestro; dikkat ile ilişkili bir kontrol mekanizması geliştirmiştir ve süreci bunun üzerine kurgular. Kişileri değil, akışları kontrol eder. Akış içinde kendini özgür hisseden insanların performansı, farkındalığı ve yaratıcılık oranı yukarı doğru ivme gösterir. Kişiler; işe daha fazla bağlanırlar, akışlarda kendini sorumlu hissetme oranı yükselir, buna bağlı olarak da hata oranı düşer. Bu bakış açısı da Maestronun sorunlar oluşumunda vakit kaybına değil, süreçleri sonuçlandırma üzerine kurgu geliştirmesine alan tanır.
  • Maestro; bütün dikkati anbean olan tecrübeye yöneltir. Dolayısıyla; zihninde yer alan bilgi datalarını kullanmadığı için, verimsiz bilgileri dışarda bırakır, etkiden uzaklaşır. Ânın bilgisiyle hareket ettiği için de resmi daha net görür. Geleceği yaratmak ve şekil vermek bu duygu boyutuyla daha kolay ve özgür bir akış sağlar.
  • Farkındalığı sürekli “Şu an hissettiğim ne? Şu an ne yapıyorum?’’ sorusu ile doğru orantılı çalışır. Bu da ona süreçlerin akışında oluşabilecek aksamaları öngörebilme konusunda sezgi gücü verir. Bu sezgi gücünün artması, yeni neslin sahip olduğu “gelecekteki vizyonu koklama, araştırma odaklı, ileri teknolojiye sahip olma” duygularına da alan açar. Böylelikle, kuşaklar arası müthiş bir bağlantı kurulmuş olur. Onların kendini daha da geliştirmesine destek olma duygusu, toplam başarıyı arttırır.
  • Maestro keşifçidir. Dikkatli bir bilince sahip olduğu için, her zaman algının, daha üstü kapalı seviyelerini inceler. Gelmekte olan sahnelerin tahmininde diğer liderlere göre açık ara öndedir. Çünkü o; artık büyük resmin Maestrosu olmuştur.
  • Özgürleştiricidir! Oluşan aksamalarda, durumlara bağlı, acı çekmeden kurtulmak için; özgürlük alanını kolaylıkla sağlayabilir. Bu alanı sağlamak ona; aksama sürecini minimum süreye indirip, zarar oranının hızlıca çözümünü sağlar. Domino taşı etkisi misali…

Yeni dönemin Lider modeli olan Maestro; başarıyı kendine çekebilmek için gördüğü her yerde onu kutlar ve onurlandırır. Yaptığı işin amaca hizmet etmekten öteye geçmediğinde, yüksek kaliteye sahip olamayacağını bilir. İçinde olduğu durumu ve resmi kabullenir; içsel olarak kabullenmek bilincin bir frekansıdır. Size huzur sağlar, sakin bir alan gibi gözükse de aktif ve yaratıcıdır. Yaptığı eylemlerden zevk alır; isteyerek yaptığı için egonun üstüne çıkan bir alandan işler. Bunun sağladığı mutluluk ise insan varlığının en dinamik yönüdür. Coşkuludur; dolayısıyla yüksek bir enerji frekansıyla hareket eder.

Tüm yönetim ve süreçlerin akışını, yol üzerinde çıkan tüm aksiyonları ve sonuçlarını kabullenen bir Maestro; yaptığı işten aldığı zevk, hedef ve vizyonuyla birleştiğinde; içinden gelen coşku, görevini farklı bir Lider olarak yapabilmesini sağlar.

Biz bu yolculuğa FARKINDALIK ANAYASASI diyoruz ve fark yaratan başarıların liderlerine de MAESTRO. Yeni nesilde sahip olduğumuz Maestroların sayısının artması dileğiyle hayallerimizin de ötesinde olmasını diliyorum. Hayatın tümü bize kolaylık, neşe ve ihtişamla gelsin…

DİĞER YAZILAR